Lohusalık

DoÄŸumdan hemen sonra baÅŸlayan ve hamile kadı­nın her bakımdan normal durumuna geri dönebilmesi için geçen 6 – 8 haftalık döneme lohusalık, hamile bayana da lohusa denilir. Lohusalık evresinin baÅŸka bir özelliÄŸi de yeni anne olan bayanın me­melerinden süt gelmeye baÅŸlaması yani laktasyon döneminin baÅŸlamasıdır.

Anne­nin hipofizinden salgılanan bir hormon olan prolaktin’in, süt gelmesinde önemi çok bü­yüktür. DoÄŸumdan sonra göbek hizasında 4 aylık hamilelik büyüklüğünde (1000 gr. ağırlıkta) kalan uterus her geçen gün biraz daha küçülerek ancak 6 hafta sonra hamilelik önceki ağırlığına (60 – 70 gr.) geri döner. Bu gerilemenin tamamlan­masıyla lohusanın da halk söyleyiÅŸi ile 4O’ı çıkmış olacaktır. Fakat bundan sonra nor­mal hormonal faaliyet sonucu lohusa âdet görmeye baÅŸlayacaktır. Çocuklarını emzi­ren bayanların bir bölümünde 40 gün ta­mamlandığı halde kimi zaman âdet kanaması görülmeyebilir. Bu tarzda âdet görmeme­ye laktasyon amenoresi denir. Halk içinde süt koruması denilen yanlış bir inanç vardır. Adet görülmeyen dönemde hamile kalınmayacağı sanılır fakat bu doÄŸru deÄŸildir.

Doğum yaptıktan hemen sonra başlayan lohu­salık devresinde rahim içinden gelen koyu kanlı akıntı zamanla açılır, önce sarı ve sonra beyaz renk alarak dört haf­ta kadar devam eder. Kollumun açık oldu­ğu bu devrede mikropların bulaşması ve­ya loşinin iyi akmayıp içerde birikmesi so­nucu ateş çıkabilir. Lohusa humması de­nen bu enfeksiyon, temizliğe dikkat edilmeden yapılan doğumlarda çok görülür. Tedavi için antibiotikler ve uterusu sıkış­tıran Methergin gibi ilaçlar kullanılmakta­dır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir