Ortalama 1,5 cm boyunda olan arılar çiçeklerin özsuyunu toplayarak çok değerli bir besin kaybağı olan bal üretirler. Ayrıca çiçeklerin polenlerini taşıyarak döllenmelerini ve meyve oluşumunu sağlarlar. Ancak bu kadar yararlı olan bu canlıların bazı insanlar üzerinde çok korkutucu hatta ölümcül etkileri olabilir.
Arı alerjisi, toplumda sık görülen ve ölümcül sonuçları nedeni ile dikkatleri üzerine çeken alerjik hastalıklardan biridir. Arı alerjisine ait ilk yazılı kayıtlar M.Ö. 2641 yılında Mısır Firavunu Menses’ in yaban arısı tarafından sokulup ölmesine aittir. Ülkemizde yapılan çalışmalara göre arı alerjisi % 2-3 oranında görülmektedir. Dünya üzerinde bir çok arı çeşidi bulunmaktadır. En sık alerji sebebi olan arılar bal arısı (Honey bee), sarı arı (Yellow jacket), ve eşek arıları (Wasp, Hornet)’ dır.
Arı alerjisi özellikle arı tarafından birkaç kez sokulan ve genetik olarak yatkın kişilerde ortaya çıkar. Ülkemizde özellikle arı yetiştiriciliğinin çok olduğu bölgelerde rastlanmakla birlikte diğer insanlarda da görülebilir. Özellikle piknik yapılan yerlerde arı sokması sık rastlanılan durumlardan biridir.
Arı alerjisinin gelişmesi için de kişinin daha önceden arı tarafından sokulmuş ve duyarlılanmış olması gerekir.
Arı alerjisi varlığı deri testleri ve kan testleri (RAST) ile saptanabilir. Daha önceden arı tarafından sokulup ciddi reaksiyon görülen kişilere arı alerjisi aşısı uygulamak gereklidir. Bu tür tedaviler mutlaka bir alerjist tarafından uygulanmalıdır.